Laiklik Meclisi’nin Düzenlediği Sempozyumda “Yeni Anayasa Dayatması Üzerine Tartışmalar” Başlığı Ele Alındı
Laiklik Meclisi tarafından Mümtaz Soysal anısına düzenlenen sempozyum, pek çok hukukçunun ve akademisyenin katılımıyla gerçekleşti. Etkinlikte konuşmacılar, AKP’nin yeni anayasa ile “neyi hedeflediğini” detaylı bir şekilde ele aldı.
Anayasa’nın ruhunu oluşturan 5. maddeye dikkat çeken Erkan, “AKP’nin gündemindeki Anayasa, yurttaşlık bağını yok etmeyi amaçlayan bir tasarıdır. Yani aslında anayasasızlık anayasasıdır ve bu programın asıl sahibi emperyalistlerdir. Gerçek kavga, anayasalcılarla anayasasızlıkçılar arasındadır” şeklinde konuştu.
Sempozyum, 7 Aralık cumartesi günü İstanbul’da gerçekleşti ve Türkiye’nin önde gelen hukukçuları, akademisyenleri ve aydınlarını bir araya getirdi.
Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Laiklik Meclisi Sözcüsü Umut Kuruç, laikliğin toplumsal ve siyasi ilişkilerde olduğu kadar anayasal ve hukuksal düzende de önemli bir norm olduğunu vurgulayarak, “Bugün içinde bulunduğumuz karşı devrim saldırısını nasıl püskürtebileceğimizi tartışacağız. Cumhuriyet’in ilerici birikimini temsil eden önemli kişilerle bir aradayız” dedi ve 12 Mart sürecine atıfta bulunarak devam etti.
Mümtaz Soysal ve Rona Aybay’ı anarak konuşmasına başlayan Kuruç, laikliğin toplumsal gelişmenin temel unsuru olduğunu belirtti.
Prof. Dr. Bilsay Kuruç, sempozyuma çevrimiçi olarak katılarak “Mümtaz Soysal ve Anayasa: Dünden Bugüne” konulu bir konuşma gerçekleştirdi.
Sempozyumun diğer oturumlarında da Türkiye’deki mevcut iktidarın anayasa anlayışı ve yeni anayasa süreci detaylı bir şekilde ele alındı. Üçüncü oturumda ise laikliğin, hukukun ve yurttaş haklarının gasp edilmesi ve idari yapıdaki değişiklikler ele alındı.
Oturumun son konuşmacısı Öğretim Üyesi Dr. Ulaş Karadağ ise devlet yapılanmasının değişimi ve yeni rejimin oluşturulması hakkında önemli tespitlerde bulundu.
Sempozyumun kapanış konuşmasını ise Laiklik Meclisi Yürütme Kurulu Üyesi Av. Bilgütay Hakkı Durna gerçekleştirdi. Durna, ülkede yeni bir rejimin oluştuğunu ve bu rejimin merkezine “dinselleşme”nin yerleştirildiğini belirterek, yeni bir cumhuriyet mücadelesinin başlatılması gerektiğini ifade etti.